1 Kasım 2012 Perşembe

"piyano, kadın ve tinerci"


bir piyano sesi alıp nasıl bu kadar uzağa götürebilir insanı? bir otobüs ya da trenden çok daha uzağa. uçak götürür belki en uzağa evet ama hiç sıcak gelmez bana. her şey bir anda olup biter. anlamazsın bile kaç şehir, kaç köy, kaç hayat bıraktın ardında. kaç kaçamak sevişmenin üstünden geçtin o gece bilmezsin. hızlıca gelişir, sarsıntılı biter. yalancı orgazm gibi. her şey kuralına uygundur ama hiçbir şey hissetmezsin. ses ve görüntü yetmez bazen. hissetmek gerekir.

piyanonun her tuşunda bir anı her tınıda bir acı gelir gözünün önüne. sonra hızlandıkça melodi akar gider hepsi. görüştüğün bir arkadaşın gözlerindeki parıltı, arkadaş tavsiyesi bir şarkıdaki tını değiştirir gününü. iç sıkıntını bir 50'lik biraya değişirsin bazen. caddede yürürken kalabalıklar üstüne üstüne gelir. yere bakarak yürüsen bu sefer parke taşları hatırlatır sana bir şeyleri. daha önce de boynunu eğmişsindir aynı caddede çünkü.

metroda sonra yanına güzel bir kız gelir. bakmazsın rahatsız etmemek için. ama o bakar sana. arkadaşlarıyla şakalaşırken arada. sonra tam ineceğin durağa gelirsin. kalktığında eldivenlerin düşer kucağından. almaya çalışırken ummadığın bir şey olur. o güzel kız alır yerden onları şefkatle ve sana uzatır. bir davet midir bu aslında? hiçbir zaman bilemeyeceksindir. ama onun sıcak gülümsemesini de ömrünce hatırlayacaksındır. hatta merdivenlerden çıkarken sana uzaktan son kez bakışını da...

bu kadar basit işte.

kör bir adama kırdığın pota, adamın gülmesi gibi acı acı gülümser sana hayat. hep karşılaştığın tinerciye yanımda yok sonra vericem ama söz dediğinde canın sağ olsun abi demesidir içini ısıtan o yağmurda. o tinerci çocuk beklerken sağanağın altında.

günler geçer. sen cebinde bozuk paralarla yürürken rastlarsın o tinerciye. o arkası dönükken gidip omzuna dokunursun. naber kardeş diye. sana sözüm vardı bak bozuk parayla geldim bugün dersin. abi Allah razı olsun der. sonra vericem deyip veren tek seni gördüm. çok acayip bir abisin der. bir tinerci bana çok acayipsin der. gülerim. durma oğlum sağanak altında. saklan bir yere al bunları yeter bu akşamlık sana dediğimde. sağ ol abi. iyi akşamlar. biz burdayız. bir şey olursa biz burdayız. abimsin der. hiçbir polis ya da asker bana onun sözündeki kararlılık ve sıcaklık kadar güven vermez.
böyle de acayip bir abiyim işte.

severim tinercileri, zarif kadınları ve piyano sesini...

ama en çok bağlama ağlatır beni...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder