28 Ekim 2011 Cuma

"küçük kız"


boş bakıyorum artık
bakıcak boşluk bulamadığımdan
yoruldum çok
hiç yorulmadığım kadar
ruhum önce gider derdim hep
bedenim iflas etti
OHAL'de tüm hayatım
o halde bana öyle bakma
halden anla
sakın ağlama
üzülme sakın küçük kız
iyi olucam zamanla
devam et yaşamaya
gül gene gözlerinin içiyle
öyle gül ki
maviliklerinde boğulayım
ama sakın ağlama sakın
sakın ağlama...

                          Irmak U.

12 Ekim 2011 Çarşamba

"herkes işini yapar"

uyanmak,
tüm çıplaklığıyla yokluğunun,
çıplak halde
boş bir sabaha

acınacak halde onlar,
onlar ki
bilmezler
acının ne olduğunu,
fikirleri vardır elbet
acıya dair
hayata dair olduğu kadar

bir yudumda içtim seni o gece
dibini görmek gibi kadehin
bir büyüğe danışır gibi
gene bir efkar vakti

en kuytularında soluklanıp
en ayıp yerlerinde
tuzağa düşmek gibi
hayat gibi
adaletsiz
acımasız
acınası
asil bir o kadar
bir o kadar orospu

denizine değer ayaklarım ruhunun
içim ürperir işte ansızın
yanarken kumlarında ruhumun
en günahkar hallerin

çekinirsin kimi zaman
bir tren düdüğü duyunca acı acı haykıran
kedi yavruları olur tek kaygın
sen işte öyle vicdanlısın

an gelir
kutsal kitap olursun
besmelesiz açamam yüzünü
an gelir
sahafta unutulmuş
yoksul bir otel odasında ölmüş
zavallı bir şairin
ilk ve son kitabı

gözlerin taburcu eder beni
en hastalıklı zamanlarımda
gözlerindir kalbimi durduran
en soluksuz sabahlarda

öpersin de geçer ya
ki annesindir
yarasından çocuğunun
yarasındır aslında
öpemezsin
geçmez
anlamazsın
anlamazlar
umurumda mı
sevişime bakarım
herkes işini yapar
dünya döner
Atlas sızlar
Poseidon köpürür
Prometheus'un gözleri
akşam yemeği
yavru bir karganın.

                           Irmak U.









                                                                 

                   Dövmedeki yazı: "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir."   Sokrates

6 Ekim 2011 Perşembe

"ölüm"

Dikkat: Bu parçayı dinlerken okumanızı tavsiye ederiz. Teşekkürler özlem ipek..

soğuk.
huzur.
hissizlik.

hayır hissizlik değil
hissedebiliyorum
ağırlıklarımdan kurtuldum

keşkelerim nerede?
geçmişten
peki ya kaygılarım?
geleceğe dair
acılarım hissettiğim

böyle daha mı zor?
acılar olmadan yani
keşkeler
kaygılar
anlamsız mı herşey?

onlarsız olmaz mı?
huzur hiçlik midir?
hiç olmak mı doğru olan?
günün birinde toprağa karışmak mı?

birileri hatırlar mı?
anlatıp gülerler mi
bir içki masasında
muhabbetin en güzel yerinde?
muhabbeti en güzel yapan bizsek aslında

bir kadeh de bizim için kalkar mı?
kim tarafından mı?
en yalnız kimse o masada
o kaldırsın isterim...

çünkü en çok o anlar beni
huzuru
hiçliği...

uçsuz bucaksız boşluk
rüzgar bile değmiyor artık bana
içimden geçiyor rüzgar
oysa ne severdim çarpmasını
suratıma yalnızlığımı

yokmuşum gibi
hiç olmamışım
olmayacakmışım
gibi...

bırakıyorum kendimi
hesapsızca
boşluğun kucağına
sarmalıyor hiçlik beni
sorgulamadan
yormadan...

sonrası
sonrası yok
henüz var olmadı
öncesinin var olmadığı gibi...