10 Mayıs 2012 Perşembe

Eski şehirler...

çocukluğun kanar takıldığın her taşta o şehirde. ayrı bir fotoğraf her sokak. ayrı bir anı. sana selpak satan küçük  kızın önünden 3. kez geçmek zorunda kalıp, gene de onun iyiliği için satın almamak o selpağı ne kadar zordur bilir misiniz? ıslanırken beklenmedik bir yağmurla, koşarken en yakın saçak altına... bir kediler bir sen olur o havada, o sokakta. clapton'ın solosu gibidir yağmur, dinlemek herkesin harcı değildir, ki anlamak başkadır başka. dinledim ben bugün bol bol... çok şey söyledi. genelde çocuk şarkıları... yere düşmüş, yarısı yenmiş elma şekeri hüznü taşır o yağmur. yarım kalan hayaller okulunun seviye tespit sınavıdır çocuk olmak. herkes geçemez o sınavı. o yüzden herkes çocuk olamaz. bir orhan gencebay tevazusu gerek insana. kolay iş değildir hem büyük adam olup, hem mutevazi olmak. çocuk olmak büyük adam olmaktır aslında. sana öğretileni, birilerinin değerlerini yaşamak değil, kendi bildiğini okumaktır büyük adam olmak. çocuk olmak zordur işte o yüzden. hayatın boyunca bir şeyleri yanlış yapmadıysan, yapmamaya uğraştıysan hiç çocuk olmamışsın demektir. yanlış gereklidir ki doğrunun kıymet-i harbiyesi olsun. limon atarsın çayın içine tavsiye üzerine, limon sıktırır çaya bu şehir yaza doğru giderken sen. hüznümde hal kalmadı demiş şair. ne acayip laf. neyse nasılsa herşey başladığı gibi biter...