25 Nisan 2013 Perşembe

"Osman'ı Kaybettik..."

Neden bu gece be Osman?
Neden bu kadar erken?

Daha bebekken tanıştığınız, birlikte oynadığınız, mamasını elinizle yedirdiğiniz bir dostunuzu kaybettiniz mi? Ben kaybettim.
Adı Osman'dı.
El kadarken sevdiğim, öptüğüm bir canlı.
Artık yok...

Ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemiyorum.
Sadece çok üzgünüm...

Onunla birlikte en tatlı anılarım da öldü. Belki de en çok bu üzdü beni bu gece.
En eğlenceli, en taze zamanlardı o zamanlar. En temiz, en dürüst zamanlar...
Sadece iyilik, güzellikti o zamanlar.

Her şey bir yana, evladı gibi sevdikleri Osman'ı kaybeden bir aile var.
Tarcan Ailesi...
Bu yazı bir taziye yazısı değil aslında.
Osman'a son mektubum...

Osman bir kedi evet. Ancak sadece bir kedi değil, daha fazlasıydı. Şu an gözlerimden yaşlar süzülüyor bu satırları yazarken.

Bir kediye bu kadar üzüleceğim hiç aklıma gelmezdi. Osman sadece bir kedi olsaydı eğer.

O zor zamanlarda dostumuzdu. Yokluk içindeyken bizi terk etmeyen bir dost...

Çok kez ölümden döndü ama bu kez kandıramadı Azrail'i.
Dokuz can da gitti demek ki.
Oyun bitti.

Yakın bir dostumu kaybettim bu gece. Çoğusu anlayamaz beni. Anlamalarını da beklemiyorum zaten.
Bir kedi ağlattı beni bu gece...

Az tırmalamadın beni, az canımı yakmadın ama hiç bu derece yakmamıştın canımı be Osman...

Onun o şapşal bakışları aklımda hala. Kocaman olsa da hep bebek kalacak o aklımda ve kalbimde.
Hala miyavlayan sesi kulaklarımda...

Nereye gittin bilmiyorum ama umarım orada huzurlu ve mutlu olursun.
Karnın hiç aç kalmaz ve üşümezsin yağmur veya kar altında.

Bizi hiç unutmazsın umarım Osman.
Biz seni hiç unutmayacağız...