25 Haziran 2011 Cumartesi

"ay tutulurken"




ay tutulurken uyumak ne mümkün
yalın ayak yürürüm cam kırıklarına inat
kana batmış ayaklarımla çıkarım merdivenleri
kalp atışlarım yankılanır viranede
uzakta havlıyor gene aynı köpek
gene aynı yer
gene aynı saat
gece yarısını dört geçe



bu sefer lan dedim bu sefer
korkmadan acımadan acıtmadan
çıkacağım en yukarı
göreceğim yıldızları
tahmin etmiştim bekliyor orada öylece
gülümsüyor bakarak ayaklarımdaki kana
kuyruğu dolanıyor ayaklarıma
ürperiyorum
tutuyor elimden
bir kahkaha patlatıyor
sesinde acı sesinde çığlıklar
dans etmeye başlıyoruz
tırnakları daha bir batıyor her seferinde
ısırıyor beni öperken
garip bir çekiciliği var acının
acımıyor çünkü bir yerden sonra
kıpkırmızı gözlerinde tüm eski aşklarımın nefreti
dudaklarında şehveti
tırnaklarında intikam arzusu
daha sıkı sarıyor beni
sağlam basıyorum bu sefer yere
sen kiminle dans ettiğini sandın diyorum
ben döndürüyorum şeytanın başını bu kez
boynuzlarından tutup öpüyorum
şeytan her ne kadar şeytansa da kadın
hoşuma gidiyor
daha sıkı sarılıyorum
dudaklarımız kanıyor
avuçlarımız yanıyor
canım yanıyor canı yanıyor
ayışığı yerdeki kan gölünde
tutuluyor ay işte o anda
kanım aktıkça huzur doluyor damarlarım onun yerine
şeytanın siyah kanı karışıyor kanıma
giderken yanında götürenlerdenim ben evet
galiptir bu yolda mağlup der ya bilge
aynen öyle
öperek öldürdüm onu
yanına yığıldım
kanlar içinde
yüzümde son bir gülümseme

bu son dans sanıyorsanız

aldanıyorsunuz

neden derseniz
canım istedi
yenmesem de yenilmedim diyorum bu kez
öpecekse eğer bende öperim
canımı yakacaksa bende yakarım
kansa akacak olan
akacak
ama o ayışığında
bitmeyecek o dans
hangi dünyada olursa olsun
kaçmayacak insanoğlu artık
o da can yakacak

daha sıkı sarıldıkça insan olduğunu görecek çünkü onun
insanın da o olduğunu..


                                                          Irmak U.



5 Haziran 2011 Pazar

"Akustik Kadınlar"


Radio edit kadınlardan çok sıkıldım. Amfi lazım, mikrofon lazım, yok mixer lazım, yok bilmem ne lazım..

Kadın dediğin akustik olmalı hocam..

Her zaman her yerde ses getirmeli.. Dinlendirmeli.. Daha sıcak, samimi olmalı tonu..

Albüm kayıtlarında sevmediğim de o zaten. Konser kayıtları candır o yüzden.. Detone de olmalı kadın arada. Kusursuzluk çirkindir. Estetik değildir. Pantolonu kirlenmeli arada. Beyaz giydim çime oturamam dememeli.

Bir gece sabaha karşı çalınabilmeli deniz manzaralı halka açık bir yerde. Yormamalı. Taşıması yorsa da sesi dinlendirdikten sonra başımın üstünde yeri var. Kaç yokuş çıktım saymam o sırtımdayken.

Akustik manyaklığı elektriğin icandından önce mi başladı acaba? Bilmiyorum..

Soğuk, mükemmel, metalik kadınlardan uzak duruyorum artık. Onlar da hiçbir zaman bana yakın durmadılar ya zaten. İsabet oldu.

Neyse hem akustik hem cover sevdalar diliyorum herkese meskun mahallerde..